– Duygu Özge DEMİR –

NOTES ON NANAI AND THE NANAIS

Nanai language belongs to the southeastern or lower Amur subgroup of the southern Tungus language group. Nanai, also known as “Gold”, is the language of a minority population living in Russia and China. While most of the Nanais reside in lower areas of the Amur River inside the Kabarovsk province of Russia, the rest live in areas between the Sungaris and Ussuri Rivers located in the Heilunzjian district of China. In this study, I will provide information on the Manchu-Tungus language Nanai whose speakers decrease constantly and their language as well as culture are at the risk of getting extinct.

Giriş: Mançu-Tunguz Dilleri

Bir bölüm Türkoloğun var olduğunu düşündüğü kuramsal Altay dilleri ailesi ‘Türk dilleri’, ‘Moğol dilleri’, ‘Tunguz dilleri’ veya ‘Mançu-Tunguz dilleri’ olmak üzere üç ana koldan oluşmaktadır. Japonca ve Korece ile son zamanlarda ‘keşfedilen’ Kitaycanın Altay dillerine dâhil edilip edilmemesi de tartışmalı bir konudur.

‘Altay dilleri ailesi’nin konuşur sayısı bakımından Türk ve Moğol dillerinin ardından üçüncü önemli üyesi Mançu-Tunguz dilleridir. Mançu-Tunguz dilleri farklı ülkelerde yaklaşık 70,000 kişi tarafından konuşulmaktadır.[1] Mançu-Tunguz dillerinin konuşurları, Doğu Sibirya, Mançurya’nın kuzey bölgeleri, Kuzey Çin, Doğu Türkistan (Sincan) ve Moğolistan olmak üzere 5 milyon km2’den daha geniş bir alana dağılmışlardır. Mançu-Tunguzca konuşurlarının titüler, bağımsız bir devleti yoktur. Bu dilleri konuşanların neredeyse tamamı Rus ve Çin siyasal egemenliği altında bulunmaktadır. Mançu-Tunguz dilleri, baskın diller Rusça ve Çince karşısında sayısal, siyasal ve toplumsal bakımdan çekinik ‘aile’dir. Mançu-Tunguz dillerinin Rusça ve Çince ile rekabet imkânı bulunmadığından özellikle demografik olarak zayıf değişkeler dil yitimi tehlikesiyle karşı karşıyadır. Hale’in ifade ettiği ve Mançu-Tunguz dilleri için de geçerli olduğu üzere, dil yitimi dünyanın her yerinde etnik dil konuşurlarının azalması şeklindedir (1992).

Bugün genç kuşakların çoğunlukla birinci dil olarak Rusça ve Çince konuşmaları sebebiyle Mançu-Tunguz konuşurlarının sayısının büyük ölçüde azalmıştır. Mançucanın yok olmak üzere olduğu, Rusya’daki Tunguz topluluğunun ise sadece % 37’sinin; Çin’deki Tunguz topluluğunun da ancak % 22’sinin kendi dillerini konuşabildiği tespit edilmiştir. Bu bakımdan Mançu-Tunguzcanın alt gruplarının sayısını da tam olarak söyleyebilmek mümkün değildir. Bugün, Mançu-Tunguzca; Güney Tunguz ve Kuzey Tunguz olmak üzere iki alt gruptan oluşmaktadır:

Güney Tunguz grubu: (Güneydoğu veya Aşağı Amur alt grubu (Nanayca veya Goldice, Orokça, Ulçaca, Oroçça ve Udegece veya Udiherece); Güneybatı veya Mançu alt grubu [Curçence (yok olmuş), Mançuca, Sibece]

Kuzey Tunguz grubu: (Evenkice veya asıl Tunguzca, Evence veya Lamutça, Negidalca ve Solonca)

Nanayca

2010 nüfus sayımına göre, bu çalışmada ele alacağımız Tunguz dillerinden Nanayların yalnızca % 33’ü ana dillerini konuşabilmektedir. Nanayca konuştuklarını ifade edenlerin aslında kendi dillerindeki yeterlilikleri konusunda elimizde yeterli bilgi ve veri yoktur (Rachewiltz ve Rybatzki 2010: 256).

Rusya’da ve Çin’de yaşayan azınlık bir grubun dili olan Nanayca, yukarıda belirtildiği gibi Güney Tunguz grubunun Güneydoğu veya Aşağı Amur alt grubuna dâhildir. Eskiden Goldice olarak bilinen Nanayca; Ulçaca ve Orokça ile yakından ilişkilidir. Nanaylar Çin literatüründe Hezhen, Rus literatüründe ise Nanay şeklinde adlandırılmaktadır, yani, Çin’deki Hezhen topluluğu ve Rusya’daki Nanai topluluğu aynı etnik gruba mensuptur. Hezhenler iki gruba ayrılır, birinci grup kendilerini Nanio, ikinci grup ise Nanay şeklinde adlandırır. Nanay veya Nanio adlandırmasında na “toprak/yerli (İng. land/native)” anlamında, nio ve nay ise “insan/halk (İng. native people)” anlamındadır. Nanio halkı diğer etnik gruplar tarafından Kilen ve Nanai halkı olarak adlandırılır (Zhang 1996: 11-12).

Nanay dili konuşurları oldukça küçük gruplar hâlinde birbirlerinden izole bir şekilde ve bazen yüzlerce kilometre uzakta yaşadıklarından, Nanay dili pek çok alt değişkeden oluşmaktadır. Bilim insanları Nanaycayı on alt değişkeden oluşan başlıca üç değişkeye ayırmışlardır (Piłsudski 2011: 22-23):

Yukarı Amur değişkesi: Çin’de yaşayan ve Hezhenler tarafından konuşulan Sungari ve Sağ Kıyı Amur alt değişkeleri, Pozharsky ilçesinde Bikin River veya Ussuri alt değişkesi, Kabarovsk eyaletinde Kur-Urmi (Kili) alt değişkesi.

Orta Amur değişkesi: Standart Nanay dili olarak tanımlanan Naikhin, Dzhuen ve Sakaçi-Alyan alt değişkeleri.

Aşağı Amur değişkesi: Kabarovsk eyaletinin bazı ilçelerinde konuşulan Bolon, Ekon ve Gorin alt değişkeleri.

Coğrafya ve Nüfus

Nanayların büyük çoğunluğu Rusya Federasyonu’nun Kabarovsk eyaletinde Amur Nehri’nin aşağı bölgelerinde, geri kalanı ise Çin’in Heilunzjian eyaletinde Sungaris ve Ussuri nehirleri arasındaki bölgelerde yaşamaktadır.[2]

2010 nüfus sayımına göre Rusya’daki Nanayların nüfusu 17,491; 2004 nüfus sayımına göre Çin’deki Nanayların sayısı 4,640’tır.[3]

1931’de Latin alfabesi Nanaycaya uyarlanmış, ancak bu dil kısa bir süre sonra, 1933’te Kiril alfabesi ile yazılmaya başlamıştır. Çin’de yaşayan ve Hezhen adı verilen Nanayların ise yazı dilleri yoktur, genellikle ortak dil olarak Mandarin Çincesi kullanırlar ( West 2009: 577).

Tarihsel Arka Plan[4]

Amur Nehri boyunca dağılan ve diğer halklardan da izole bir şekilde yaşayan Nanayların tarihi süreçte kültürel ve dilsel bütünlüğü mevcut değildi, hatta kendilerini tanımladıkları ortak adları ve kimlikleri dahi bulunmuyordu. Bu bölgedeki Nanaylar kültürel bakımdan Mançulardan ve Çinlilerden yoğun biçimde etkilenmiş, Moğollarla da yakın temas içinde bulunmuşlardır.

Çinli araştırmacıların iddialarına göre, en eski Çin kayıtlarındaki veriler Amur Nehri bölgesinin MÖ 1-2. binyıldan 12-13. yüzyıla kadar Mançulara ve Çin’e ait olduğunu göstermektedir.

Rus Kazakları Amur Nehri boylarında ilk kez 1640’ta görülmüştür. Çinlilerle yapılan 1689 Nerchinsk Antlaşması’ndan sonra, Ruslar Amur bölgesini terk etmişler ve Çin, Nanayları kontrolü altına almıştır.

1858’den sonra ise Amur’un sol kıyısı ve Ussur bölgesi Rus bölgesi kabul edilmiş ve bu bölgelerde Rus sömürge yönetimi kurulmuştur. Rus sömürge yönetimi Nanayları ana yurtlarından, geçimlerini sağladıkları geleneksel balıkçılık bölgelerinden başka bölgelere sürmüştür. Bu nedenle, balıkçılık ve avcılığa dayanan geleneksel Nanay ekonomisi 20. yüzyılın başlarında yalnızca basit ticari faaliyetlere dayalı hâle gelmiştir. Rusların bölgedeki hâkimiyeti Nanayların geniş bir coğrafyaya dağılma sürecini hızlandırmıştır.

1917 Ekim Devrimi’nin ardından Nanayların sosyalist şekillenmeleri 1924’te Rusya Federasyonuna bağlı ‘Uzak Doğu Devrimci Komitesi (Rus. Dalrevkom)’ bünyesinde bir ‘Yerli Halklar (Rus. Mestnoye Naseleniye)’ bölümü kurulmasıyla başlamıştır.

Sosyalist ideolojinin benimsetilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla milliyetler politikası çerçevesinde 1930’ların başında Nanay kimliği oluşturulmaya çalışılmış, bu girişim ortak bir Nanay yazı dilinin oluşumuyla desteklenmiştir. Nanayca ana sınıfı ve ilköğretim 1-2. sınıfların programına alınmış, Rusça öğretimi ise 3. sınıflarda başlamış; ancak, İkinci Dünya Savaşı döneminde okullarda ana dili öğretimi durdurulmuştur. Nanay dili öğretimi ancak 1970’lerin sonunda yeniden başlatılmıştır. Günümüzde ise Nanayca yalnızca St. Petersburg ve Kabarovsk’da ‘Öğretmen Yetiştirme Enstitüsü’nde (Rus. Pedagogiçeskiy Institut)” öğretilmektedir (Grenoble 2003: 175).

Tehlike Durumu

Nanayların günümüzdeki toplumdilbilimsel durumları genel olarak değerlendirildiğinde Nanay dili ve kültürünün yok olma riski ile karşı karşıya bulunduğu ortaya çıkar. Çağdaş Nanaylar, Rusça lehine asimetrik biçimde iki dillidir. 1959’dan 1979’a kadar Rusçayı ana dili olarak kabul eden Nanayların sayısı % 13,3’ten % 43,9’a yükselmiştir. 1979’da Nanayların % 93,2’si Rusçayı akıcı konuşuyor ve bu dili % 43,9 oranında ana dili olarak kabul ediyorken sadece % 63’ü Nanaycayı akıcı biçimde konuşabiliyor ve bunların da yalnızca % 55,8’i Nanaycayı ana dili olarak kabul ediyordu. Son yıllarda yapılan araştırmalar ancak orta yaş ve daha yaşlı kuşakların Nanaycayı akıcı biçimde konuştuğunu göstermektedir. Genç kuşaklar ise Nanayca konuşamamaktadır.[5]

Hezhenler, yani Çin’de yaşayan Nanaylar için de durum farklı değildir. 1980’lerin sonunda Hezhen nüfusunun neredeyse yarısı (% 51,2) ana dillerini unutmuşlardı, doğal olarak yaşlı kuşakların kendi dillerindeki yeterlilikleri yüksekken genç kuşakların yeterlilikleri düşüktür. Yaş ve ana dil yeterliliği ilişkisi aşağıda tablo hâlinde gösterilmiştir:[6]

Akıcılık Hiç Zayıf İyi Mükemmel Toplam/%
Yaş
<15 13 13/10.6%
16-25 23 10 33/26.8%
26-35 22 8 30/24.4%
36-45 5 7 3 15/12.2%
45-55 3 11 14/11.4%
56-65 1 8 2 11/8.9%
>66 2 2 3 7/5.7%
Toplam/% 63/51.2% 31/25.2% 24/19.5% 5/4.1% 123/100%

Tablo 1. Nanayca Yaş ve Ana Dil Yeterliliği Arasındaki İlişki

Tabloda birinci grup kendi dillerini hiç konuşamayan veya en fazla birkaç kelime bilenleri, ikinci grup kendi dillerinde yalnızca birkaç kelime bilenleri, üçüncü grup kendilerini yeterli bir şekilde ifade edebilenleri ve son grup ise kendi dillerini akıcı bir şekilde konuşabilenleri göstermektedir.

Tüm bu veriler değerlendirildiğinde Rusya’da Nanay ve Çin’de Hezhen olarak adlandırılan Nanayların nüfusunun her geçen yıl azaldığını ve Nanaycanın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ‘umutsuz bir şekilde’ söylemek mümkündür.

Kaynaklar

Grenoble, A. Lenore. (2003). Language Policy in Soviet Union. New York: Kluwer Academic Publishers.

Hale, Ken. (1992). On Endangered Languages and the Safeguarding of Diversity. Language 68: 1-3.

NWO Advisory Committee on Endangered Language Research (2010). Endangered Language Research in the Netherlands an Overview and Proposals.

Piłsudski, Bronisław. (2011). Trends in Linguistics. Documentation 15-4. The Collected Works of Bronisław Piłsudski. Cilt 4. Materials fort he Study of Tungusic Languages and Folklore (Editör: Alfred F. Majewics). Berlin/Boston: Walter de Gruyter GmbH & Co. KG.

West, A. Barbara. (2009). Encyclopedia of the Peoples of Asia and Oceania. New York.

Zhang, Hi. (1996). Vowel Systems of the Manchu-Tungus Languages of China. Toronto University.

Zhang Yanchan, Zhang Hi ve Dai Shuyan. (1989). The Hezhen Language. Changchun: Jilin University Press.

İnternet kaynakları

http://www.ethnologue.com/show_language.asp?code=cjs

(Erişim Tarihi 27.10.2012).

http://www.gks.ru/free_doc/new_site/perepis2010/croc/Documents/Vol1/pub-01-05.pdf

(Erişim Tarihi 27.10.2012).

Turkic Languages

(Erişim Tarihi 27.10.2012).

http://www.stats.gov.cn/was40/gjtjj_detail.jsp?channelid=2912&record=38.

http://www.traveleastrussia.com/nanai.html. Map of Manchu-Tungus Languages. Hak sahibi: Maximilian Dörrbecker. Düzenleyen: Duygu Özge Demir

http://www.severcom.ru/nations/item41.html

(Erişim Tarihi 27.10.2012).

http://www.eki.ee/books/redbook/nanais.shtml

(Erişim Tarihi 27.10.2012).

http://www.hrelp.org/archive/resources/

(Erişim Tarihi 27.10.2012).

http://lingsib.iea.ras.ru/en/

(Erişim Tarihi 27.10.2012).

 


[1] Mançu-Tunguz konuşurlarının toplam sayısıyla ilgili net bilgilere ulaşılamamıştır. Ancak Rusya’da yaşayan Mançu-Tunguzlar için bk. http://www.gks.ru/free_doc/new_site/perepis2010/ croc/Documents/ Vol1/pub-01-05.pdf; Çin’de yaşayanlar için ise bk. http://www.stats.gov.cn/was40/ gjtjj_detail.jsp? channelid =2912& record=38. Çin’de 2010 yılında nüfus sayımı yapılmış ancak bu verilere ulaşılamayıp yalnızca 2005 verilerine ulaşılmaktadır.

[2] http://www.ethnologue.com/show_language.asp?code=gld.

[3] http://www.gks.ru/free_doc/new_site/perepis2010/croc/Documents/Vol1/pub-01-05.pdf.

[4] Bu bölümle ilgili tarihi bilgiler için genel olarak http://www.eki.ee/books/redbook/nanais.shtml ve West, A. Barbara. (2009). Encyclopedia of the Peoples of Asia and Oceania kaynaklarından yararlanılmıştır.

[5] http://www.eki.ee/books/redbook/nanais.shtml.

[6] Hezhenler hakkında daha fazla bilgi ve tablo için bk. Zhang Yanchan, Zhang Hi ve Dai Shuyan. (1989). The Hezhen Language. Changchun: Jilin University Press.

Yoruma kapalı.